6 Mayıs 2012 Pazar

canlarım uzun zaman oldu blogumla ilgilenemedım .iş ,ev ,koşuşturmaca derken zaman su gibi akıp gitti.Ama geldim buradayım artık hepinizi çok çok özledim.

9 Ağustos 2011 Salı

DOSTLAR GELDİMMMMM

Selam sevgilim dostlarım.
çok üzün bir ayrılık oldu farkındayım ama bu arada da hiç boş durmadım.iş,ev kardeşimin düğün hazırlıkLarı derken baya bi zaman dilimi geçmiş.

bu arada herkese hayırlı ramazanlar.Rabbim her senelere sağlıkla nasip etsin.Gerçi havalar çok sıcak aman dostlar dikkat edin.

canım kardeşimin düğününü çok güzel bir şekilde yaptık.Allah mutlu mesut etsin .Ama annem ve ben çok üzüldük ve günlerce ağladık.Kardeşim evin küçüğü ve bizim kıymetlimizdi,sözdü ,tatlıydı,nişandı ,çeyizdi ,kınaydı derken ondan tam olarak ayrılacağımızı düğün gecesi anladık.çün ki diğerlerinde geri dönüp eve yanımıza geliyordu.



Düğün salonunda vedalaşırken kopamadık birbirimizden.Ablam evlenip gittiğinde kardeşimle ikimiz vardık birbirimize destek olacak.
sarıldık ,sarıldık ağladık öptük kokladık birbirimizi.Kardeşimle ilk defa bu denli bir mutluluk ve buruklukta sarılıp ağlıyorduk.O beni ben onu koklamaya doyamamıştık düğün salonunda.
Gelin arabasına binip uzaklaştıklarında ise arkasından baka kalmıştım.Eve nasıl gireceğim telaşı almıştı beni ve annemi.
Eve geldik ben direk odamıza kardeşimin yatağına oturup bir sigara yakıp hıçkırarak ağlamaya devam ettim.
Annem mutfakta ,babam odasında ,ablam yerleri silerken herkes birbirinden gizli saklı içini boşatmaya çalışıyordu.
ben ağlarken yeğenim mehmet odaya geldi .O da bocalamıştı çocuk gibi kavga ettiği küçük teyzesinden ayrılmıştı ve benim ilk defa o kadar ağladığımı görüyordu.
teyze sen ne yapıyorsun burda diye sordu ben ağlamaktan ona cevap bile veremiyordum.
beni sakinleştirmek için bastırdığı duygularıyla büyümüş teyzesini teselli ediyordu.

ağlama teyze giden gider kalan kalır dedi.Konuşamadan yüzüne baktım ve tebessüm ettim.elbisemi yatağımın üzerine ayakkabılarımı odanın ortasına atmıştım.mehmet teyze kalk elbiseni dolabına as ,ayakkabılarını sil kaldır diyordu.
ikimizde yorgun düşüp kardeşimin yatağına uzandık.Ben mehmet teyzen seninle vedalaştı mı diye sordum
evet dedi,
bi şey dedi mi sana dedim
ağlamaktan diyemedi dedi.
sonra bana döndü ve teyze ;
sen de de bir noktaya bakınca gözünde sulanma oluyor mu dedi.
devamını getiremedi ve ağlamaya başladı.


Teyze ben senin yanın da yatarım bu gece dedi ve yattı.ben yorgunluktan makyajımı bile temizleyemedim.Mehmet ıslak mendille makyajımı temizledi canım yeğenim benim.
O gece annem ve ben mutfakta ağlayarak sabahladık.
yıllarca kardeşimle aynı odayı paylaşmıştık ve odanın her tarafında şu ana kadar eşyaları var hepsini alıp gitmedi .ben onun eşyalarını görünce buruklaşıyorum.İlk günlerde olduğu gibi değ
il ,biraz da olsa alıştık.

Ankara uzak yer ama en azından mutlu mesut bu da bize yeter.



böylece günler geçip gitti .Daha yazacak çok şey var sıkmayayım sizi birazı
da diğer yazılara kalsın.
resimler kına resimleri.düğünde ağlamaktan aklımıza gelmedi.sevgiler.....

23 Nisan 2011 Cumartesi

23 NİSAN

TÜM ÇOCUKLARIN 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN.

5 Ocak 2011 Çarşamba

BRAVO DİDEM

ÇOK GÜZEL ŞARKI SÖZLERİ

Akıl almaz, geçilmez karmaşık bir yolda
Yürüdüdüm, yürüdüm bir baktım
Nerdeyim ben şimdi?
Gittiğin geceyi unutmadım
Daraldım, bunaldım, kendime küstüm
Herşeyden geçtim
Lanet olsun, aşk uzak dursun

Hiçbir sevda senin kadar değerli değil
Başın dik dursun
Bana aşkı haram edip hala gülüyorsa
Küçülmeyi gurur sayıyorsa
Zalimin gönlü oluyorsa

Unut onu kalbim offf
Hayırsızın önde gideniyse
Benden gidip bana dönmediyse
Yalanmış herşey
Unut onu kalbim offf

Gittiğin geceyi unutmadım
Daraldım, bunaldım, kendime küstüm
Herşeyden geçtim
Lanet olsun, aşk uzak dursun
Hiçbir sevda senin kadar değerli değil
Başın dik dursun

12 Aralık 2010 Pazar

PAZAR SABAHI EKMEK GETİREN FIRINCI ÇOCUĞUN SEVİNCİ

Sabah kalkıp güzel bi kahvaltı hayırlayım dedim.malum çalıştığım için hafta içi kahvaltıyı çok özlüyorum.
Kahvaltı hazırlarken en önce fırını arayıp siparış vereyim istedim.Ama hava çok yağmurlu olduğundan belki ekmek gelmez diyerek fırını bi şans aradım.Fırıncıya ,4 ekmek siparış verecektım dedim .ama hava çok yağışlı çocuklar getire bilir mi diye sorduğum da tabi abla dedi telf.kapattım.

Kahvaltı hazırlamaya devan ettim.10-15 dakıka sonra zil çaldı,kapıyı açtım 13 yaşlarında bir genç ekmek elinde yukarıya çıktı.
Ekmek poşetini bana uzattı bende 2 tl yı çocuğun avuç içine bıraktım.Ama çocuğun o halıne bakmaktan ,çocuğun sesiyle kendime geldim.
abla 4 ekmeymıydı diye sordu .evet dedim.
poşetin içerisinde 2 ekmek vardı.

Motor ile gelmiş.2 tane daha getireyım dedi.yok dedim.
Motordan getirecem dedi.bende motorun arkasında var sandım tamam dedim.
çocuk motorla giderim demeyi kast etmiş bana .
giderkende sen çok islanmışsın dedim olsun abla dedi.

üzerinde incecik bir kapşonlu vardı.Ama o çocuk iç çamaşırlarına varana kadar islanmıştır.
Anneme ,babama anlattım.çocuk gelene kadar ekmek boğazımızdan geçmedi. babamın eski ama
olmadığından daha yeni olan montunu arama çabasına girdik. çocuk gelene kadar bulmalıydık.
Bulduk ,çocuk geldi,kapıyı annem açtı .
montu çocuğa verdi ,begendin mi? oğlum diye sorduğunda aldığı cevap ;begendim.
annem gözlerindeki yaşları silerek odaya girdi.
bahşışını verdin mi anne diye sorduğum da annem boğazına, düyümlenen yumruyu yuttuktan sonra verdim dedi.

Annem, babam ,ben camdan çocuga baka kaldık.Yürüyerek gelmişti.
montu giymiş,ellerini ceplerine koymuş,montun sagına soluna bakarak gözden kayboldu.
islak çamaşırının üzerine giymişti ama yine yağmurdan korunacaktı.

26 Kasım 2010 Cuma

GEZİDEN GÖRÜNTÜLER-3 BALIKESİR

Sevgili dostlarım çok şükür yoğun bir hafta bitti gitti.Ama ben ifrit oldum bu haftadan.cumartesi ,pazar hiç bitmesin istiyorum.

Bu görüntülerimiz ise balıkesir ayvalık ve cunda adasından.
Şeytan tepesine cıkıp ordan mas mavi denize kuş bakışı bakmam muhteşemdi.ömrümün sonuna kadar bu tepede kalabilirdim.
Hava çok güzel idi.şeytanın ayak izinide gördük bu tepede ,kocaman bir ayak iziydi.Hoşlanmadığım için o görüntüden resimlemek istemedım.

Aşık olmamak imkansız bu manzaraya.deniz,orman ve gökyüzünün sessiz uyumuna hayran kaldım.
En son otobüse binenlerin arasındaydım.
kimse bu güzelliği bırakıp gitmek istemedi.
Çıplak gözle bakmak yetmiyordu bu güzelliği ayrantılarıyla görmeliydik.
Cunda adasına geldiğimizde hava güneşliydi.Beş dakıka sonra ise yagmur başladı.
Beş dakıka sonra güneş açtı.Hava ılık ve güzeldi.

Bu güzelliği resimlemek gerekiyordu.
Bu yağmur anında çekilmiş resim olmalı.
Yemek yediğimiz lokanta,oralara gitmişken ada balıgından yenmelıydi.Ben balık sevmediğimden şiş kıyma yedim.
Lokanta girişi.
Yol boyunca ada sokaklarında bulunan masa ve sandelyeler.Ada da o kadar çok kedi vardı kı insandan çok diyebilirim.
Bizim gittiğimiz zamanda en sakin olduğu zamanmış.oh ne güzel dedik .
Güneş açmıştı yine.
Ada da yol boyu yapan cıtırlar.

Adaya gitmiken ada lokması ve ayvalık tostu yememek olmazdı.

Adayı karış karış gezmek çok eglenceliydı.

Türklerin adaya ilk ayak bastığı yermiş.
Bizim ekip manzaraya esir olmuşlar.
Bulutların arasından güneş yüzünü arada bir gösteriyor.
Bu manzara muhteşem.
Adayı çok begendim ve bi daha gitmek isterim.Neden bu mevsimde gittiniz diyenler oldu yazın gitseydınız de denize girseydiniz dendi.Ben denizden bıkmış bir insanım denize girmesemde olur dedim.Ama oralara kadar gitmişken girebilseydım diyorum şimdi.Ama SAGLIK OLSUN BELKI YOLUM YINE DÜŞER.insan oğlu kuş misali nede olsa.